|
English Translation |
|
More meanings for oturtmak
seat
verb
|
|
yerine oturtmak,
yerleştirmek,
almak,
oturağını tamir etmek,
oturma yerini onarmak
|
place
verb
|
|
yerleştirmek,
koymak,
ısmarlamak,
yerini belirlemek,
yatırım yapmak
|
mount
verb
|
|
çıkmak,
bindirmek,
binmek,
üzerine çıkmak,
üzerine yerleştirmek
|
embed
verb
|
|
gömmek,
yerleştirmek,
kafasına sokmak
|
set
verb
|
|
ayarlamak,
koymak,
belirlemek,
kurmak,
batmak
|
reset
verb
|
|
ayarlamak,
bilemek,
baştaki konumuna getirmek,
tekrar yerine takmak,
yerleştirmek
|
indwell
verb
|
|
nüfuz etmek,
yerleştirmek,
oturmak,
yerleşmek,
ikamet etmek
|
clap
verb
|
|
alkışlamak,
çırpmak,
el çırpmak,
vurmak,
çarpmak
|
fit
verb
|
|
uymak,
uydurmak,
oturmak,
yakışmak,
yakıştırmak
|
gear
verb
|
|
vitese takmak,
vites değiştirmek,
uydurmak,
ayarlamak,
koşum takmak
|
sit
verb
|
|
oturmak,
binmek,
toplanmak,
oturuma katılmak,
poz vermek
|
sit down
verb
|
|
oturmak,
koyulmak,
yere inmek,
iniş yapmak
|
site
verb
|
|
yerleştirmek,
açmak
|
slot
verb
|
|
yerleştirmek,
delik açmak,
yarık açmak,
yerine oturtmak,
yoluna koymak
|
See Also in Turkish
taşı gediğine oturtmak
phrase
|
|
stone,
hit the nail on the head
|
sandâlyeye oturtmak
verb
|
|
place,
chair
|
lazımlığa oturtmak
verb
|
|
sit on the pot,
pot
|
kışlada oturtmak
verb
|
|
winter,
barrack
|
dikine oturtmak
verb
|
|
sit upright,
upend
|
karaya oturtmak
verb
|
|
land,
ground,
wreck,
pile up,
shipwreck
|
kazığa oturtmak
verb
|
|
pit,
impale,
pale
|
yerine oturtmak
verb
|
|
seat,
slot,
reduce
|
See Also in English
down
noun, adjective, verb, preposition, adverb
|
|
aşağı,
aşağıya,
aşağıya doğru,
aşağıda,
altında
|
sit
verb
|
|
oturmak,
oturtmak,
binmek,
toplanmak,
oturuma katılmak
|
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|