|
English Translation |
|
More meanings for batmak
sink
verb
|
|
batırmak,
mahvetmek,
gömülmek,
fakirleşmek,
durumu bozulmak
|
set
verb
|
|
ayarlamak,
koymak,
belirlemek,
kurmak
|
decline
verb
|
|
azalmak,
kabul etmemek,
çevirmek,
düşmek,
geri çevirmek
|
dip
verb
|
|
daldırmak,
bandırmak,
dalış yapmak,
banmak,
batırmak
|
submerge
verb
|
|
batırmak,
daldırmak,
örtmek,
sular altında bırakmak,
bastırmak
|
go bankrupt
verb
|
|
iflas etmek
|
break
verb
|
|
kırmak,
kırılmak,
ara vermek,
koparmak,
kopmak
|
burst up
verb
|
|
iflas etmek
|
cave
verb
|
|
kazmak,
oymak,
açmak,
çökmek,
yıkılmak
|
crash
verb
|
|
çarpmak,
kırılmak,
parçalanmak,
gürültüyle düşmek,
gürültü etmek
|
fail
verb
|
|
başaramamak,
başarısız olmak,
kalmak,
becerememek,
bozulmak
|
go down
verb
|
|
perişan olmak,
kötüleşmek,
gitgide çökmek,
kesilmek,
düşmek
|
gravitate
verb
|
|
çekilmek,
yerçekimi ile çekilmek,
çekimine kapılmak,
cazibesine kapılmak,
çökmek
|
hang
verb
|
|
asmak,
takmak,
sarkıtmak,
kaplamak,
ipe çekmek
|
plunge
verb
|
|
atılmak,
daldırmak,
dalmak,
batırmak,
saplamak
|
slide into
verb
|
|
girmek,
sürüklenmek,
kapılmak,
saplanmak
|
be swamped with
verb
|
|
gömülmek,
başından aşmak
|
go under
verb
|
|
iflas etmek,
bozulmak
|
wane
verb
|
|
azalmak,
küçülmek,
solmak,
sonuna yaklaşmak
|
be on the wane
verb
|
|
azalmak,
küçülmek,
zayıflamak,
sönmek
|
founder
verb
|
|
çökmek,
yıkılmak,
boşa çıkmak,
saplanıp kalmak,
sakatlanmak
|
belly up
phrase
|
|
ölmek,
nalları dikmek,
iflas etmek
|
swim like a brick
phrase
|
|
yüzme bilmemek
|
go over the cliff
phrase
|
|
topu atmak
|
be in Carey Street
phrase
|
|
iflas etmek
|
go to rack and ruin
phrase
|
|
harabeye dönmek,
mahvolmak,
iflas etmek
|
See Also in Turkish
|
|
|
|
|