Appearance
Use device theme  
Dark theme
Light theme

What does sıkıştırmak mean in Turkish?

English Translation
More meanings for sıkıştırmak
compress verb
bastırmak, kısaltmak, kompres yapmak, özetlemek
squeeze verb
sıkmak, suyunu çıkarmak, ezmek, tıkıştırmak, sığdırmak
press verb
basmak, baskı yapmak, sıkmak, preslemek
push verb
itmek, zorlamak, itelemek, kakmak, baskı yapmak
constrict verb
daraltmak, sıkmak, büzmek, kısıtlamak, baskı yapmak
heckle verb
ditmek, soru yağmuruna tutmak, keten tarağı ile taramak
tighten verb
sıkmak, germek, kasmak, ciddileşmek, sertleşmek
jam verb
sıkışmak, kıstırmak, basmak, tıkamak, takılmak
force verb
zorlamak, baskı yapmak, mecbur etmek, yükseltmek, çabuklaştırmak
oppress verb
ezmek, baskı yapmak, sıkmak, bunaltmak, kahretmek
stress verb
vurgulamak, baskı yapmak, tonlamak, önemle belirtmek
astringe verb
büzmek
bear against verb
baskı yapmak, bastırmak, karşı koymak
besiege verb
kuşatmak, yağmuruna tutmak
bombard verb
bombalamak, bombardıman etmek, topa tutmak, yağmuruna tutmak
bottle up verb
bastırmak, gizlemek, frenlemek, kuşatmak
hurry verb
acele etmek, hızlandırmak, çabuk olmak, acele ettirmek, aceleye getirmek
clamp down verb
aman vermemek, daha duyarlı davranmak, üzerine gitmek
clinch verb
perçinlemek, sağlama bağlamak, kökünden halletmek, sıkı tutmak, yapışmak
press close verb
üstüne varmak, baskı altında tutmak
come down on verb
üstüne gelmek, azarlamak, saldırmak
compact verb
sıkılaştırmak, yoğunlaştırmak
crowd verb
toplanmak, üşüşmek, doldurmak, ısrar etmek, bıktırmak
crush verb
ezmek, öğütmek, sıkmak, kırılmak, parçalanmak
dun verb
zorla alacağını istemek, ödenmesini istemek
grind verb
öğütmek, çektirmek, bilemek, ezmek, zımparalamak
ply verb
eğmek, yapmak, icra etmek, işletmek, kullanmak
ply with verb
dayamak, durmadan vermek, bunaltmak
hustle verb
acele ettirmek, itmek, itelemek, dürtmek, sıkboğaz etmek
impact verb
pekiştirmek
impress verb
etkilemek, baskı yapmak, iz bırakmak, basmak, damgalamak
incarcerate verb
hapsetmek, kapatmak
jam in verb
kıstırmak, sıkışmak, sıkışıp kalmak, takılmak
lean on verb
güvenmek, baskı yapmak
lean upon verb
dayanmak, üstüne varmak, zorlamak
pin verb
tutturmak, iğnelemek, mecbur etmek, dübel ile tutturmak, yüklemek
pin down verb
mecbur etmek, zorunlu kılmak
pinch verb
kıstırmak, çimdiklemek, sıkmak, cimrilik etmek, kısmak
clamp verb
kenetlemek, kasmak
grip verb
kavramak, tutmak, yakalamak, etkilemek, çekmek
press for verb
baskı yapmak, ihtiyaç göstermek, lehinde propaganda yapmak
rush verb
düşünmeden girişmek, koşmak, acele etmek, aceleye getirmek, atılmak
slip into verb
girmek, sokuvermek
straiten verb
daraltmak, sıkmak, darboğaza sokmak
tuck verb
sokmak, tıkmak, kıvırmak, tıkıştırmak, tepmek
be urgent with verb
zorlamak
wedge verb
kama ile yarmak, tıkmak
weigh verb
tartmak, yük olmak, gelmek, bastırmak
shut in verb
hapsetmek, kapamak, çıkarmamak, kuşatmak, kıstırmak
drive to the wall phrase
bunaltmak, zor duruma düşürmek
push to the wall phrase
bunaltmak, zor duruma düşürmek
Find more words!
Use * for blank tiles (max 2) Advanced Search Advanced Search
Use * for blank spaces Advanced Search
Advanced Word Finder
See Also in Turkish
Similar Words
Nearby Translations
Translate from Turkish
go
Word Tools Finders & Helpers Other Languages More Synonyms
Copyright WordHippo © 2024