|
English Translation |
|
More meanings for mecbur etmek
compel
verb
|
|
zorlamak,
zorunda bırakmak
|
force
verb
|
|
zorlamak,
baskı yapmak,
sıkıştırmak,
yükseltmek,
çabuklaştırmak
|
oblige
verb
|
|
zorunda bırakmak,
memnun etmek,
bağlamak,
minnettar kılmak,
minnettar bırakmak
|
pin
verb
|
|
tutturmak,
iğnelemek,
sıkıştırmak,
dübel ile tutturmak,
yüklemek
|
pin down
verb
|
|
sıkıştırmak,
zorunlu kılmak
|
coerce
verb
|
|
zorlamak,
baskı altında tutmak,
baskı yapmak
|
constrain
verb
|
|
sınırlamak,
zorlamak,
alıkoymak,
baskı yapmak,
tutmak
|
cow into
verb
|
|
zorlamak
|
obligate
verb
|
|
zorunda bırakmak,
zorlamak
|
railroad
verb
|
|
zorlamak,
demiryolu ile taşımak,
meclisten hızla geçirmek
|
railroad into doing
verb
|
|
zorlamak
|
reduce
verb
|
|
azaltmak,
düşürmek,
küçültmek,
indirmek,
indirgemek
|
subject
verb
|
|
maruz bırakmak,
boyun eğdirmek,
çektirmek,
etmek
|
See Also in Turkish
Similar Words
zorunda bırakmak
verb
|
|
obligate,
compel,
oblige,
reduce
|
zorlamak
phrase, verb
|
|
enforce,
force,
push,
strain,
pressure
|
zulmetmek
verb
|
|
dragoon,
bully,
tyrannize,
tyrannize over
|
gerekmek
verb
|
|
be required,
be necessary,
require,
need,
be essential
|
|
|
|
|
|