|
English Translation |
|
More meanings for atış
shot
noun
|
|
çekim,
vuruş,
şut,
şans,
saçma
|
shooting
adjective
|
|
çekim,
atıcılık,
av,
filizlenen,
avcılık,
sızlayan,
film çekme,
zonklayan
|
throw
noun
|
|
atma,
fırlatma,
düşürme,
şal,
örtü
|
firing
noun
|
|
ateşleme,
yakma,
işten çıkarma,
ateş etme,
kovma
|
beat
noun
|
|
vuruş,
ritim,
tempo,
darbe,
üstünlük
|
shoot
noun
|
|
sürgün,
çekim,
filiz,
vurma,
ateş etme
|
inning
noun
|
|
kısmet,
vuruş sırası,
şans
|
innings
noun
|
|
vuruş sırası,
kısmet,
şans
|
gunshot
noun
|
|
menzil,
silâh atışı
|
burst
noun
|
|
patlama,
açılma,
infilak,
hamle,
ileri atılma
|
projection
noun
|
|
projeksiyon,
çıkıntı,
yansıtma,
izdüşüm,
planlama
|
fling
noun
|
|
deneme,
fırlatma,
atma,
binicisini atma,
atılma
|
put
noun
|
|
hamle,
yatırma,
para koyma,
fırlatma
|
chuck
noun
|
|
kavrama,
fırlatma,
atma,
torna bağlama aynası,
çenesini okşama
|
pistol shot
noun
|
|
atış
|
shy
noun
|
|
utangaç kimse,
ürkek kimse,
ürkek hayvan,
atma,
fırlatma
|
See Also in Turkish
Nearby Translations
|
|
|
|
|