|
English Translation |
|
More meanings for şans
chance
noun
|
|
fırsat,
tesadüfi,
tesadüf,
şans eseri olan,
ihtimal,
olasılık,
risk
|
luck
noun
|
|
baht,
tâlih
|
opportunity
noun
|
|
fırsat,
uygun durum
|
shot
noun
|
|
atış,
çekim,
vuruş,
şut,
saçma
|
fortune
noun
|
|
servet,
kısmet,
zenginlik,
kader,
uğur
|
good luck
noun
|
|
iyi şans,
uğur
|
odds
noun
|
|
olasılık,
ihtimal,
fark,
üstünlük,
avantaj
|
fluke
noun
|
|
şans eseri,
dil balığı,
sürpriz,
beklenmedik başarı,
yassı balık
|
hit
noun
|
|
isabet,
darbe,
vuruş,
vurma,
başarı
|
auspiciousness
noun
|
|
uğur,
hayır,
kutluluk,
tâlih
|
turnup
noun
|
|
duble paça
|
hazard
noun
|
|
tehlike,
risk,
kumar,
topu deliğe sokan vuruş
|
hap
noun
|
|
tesadüf,
rastlantı,
baht
|
fluky
adjective
|
|
kararsız,
şansa bağlı,
tesadüf,
dönek
|
flukey
adjective
|
|
şansa bağlı,
tesadüf,
kararsız,
dönek
|
inning
noun
|
|
atış,
kısmet,
vuruş sırası
|
innings
noun
|
|
atış,
vuruş sırası,
kısmet
|
show
noun
|
|
gösteri,
şov,
sergi,
gösteriş,
teşhir
|
star
noun
|
|
star,
yıldız
|
See Also in Turkish
büyük şans
noun
|
|
big chance,
a great occasion,
jackpot
|
şans eseri
noun, adjective, adverb
|
|
fluke,
incidentally,
perchance,
haphazard
|
kötü şans
noun
|
|
bad luck,
ill fortune
|
iyi şans
noun
|
|
good luck
|
şans yıldızı
noun
|
|
lucky star
|
şans getirmek
verb
|
|
bring luck,
be fortunate
|
şans tanımak
phrase, verb
|
|
give a chance,
give an opportunity,
give a break,
give a show,
put in the way
|
şans işi
noun
|
|
luck job,
venture,
toss-up
|
Similar Words
Nearby Translations
|
|
|
|
|