|
English Translation |
|
More meanings for karışmak
interfere
verb
|
|
müdahale etmek,
parazit yapmak,
araya girmek,
girişmek
|
mix
verb
|
|
karıştırmak,
katmak,
kaynaşmak,
melezlemek,
uyuşmak
|
combine
verb
|
|
birleştirmek,
birleşmek,
kombine etmek,
toplamak,
kaynaştırmak
|
be mixed up
verb
|
|
kafası karışmak,
şaşırmak
|
mix in
verb
|
|
karışmak
|
get mixed
verb
|
|
karışmak
|
blend
verb
|
|
karıştırmak,
harmanlamak,
kaynaşmak,
uyum sağlamak
|
meddle
verb
|
|
burnunu sokmak
|
cut in
verb
|
|
devreye sokmak,
ortak yapmak,
hisse vermek,
sözünü kesmek,
sollayıp yolunu almak
|
be confused
verb
|
|
kafası karışmak,
şaşırmak
|
amalgamate
verb
|
|
birleşmek,
birleştirmek,
karıştırmak,
cıva ile karıştırmak
|
butt in
verb
|
|
burnunu sokmak,
maydanoz olmak
|
jumble
verb
|
|
karıştırmak,
karmakarışık etmek
|
commingle
verb
|
|
kaynaşmak,
karıştırmak,
kaynaştırmak
|
commix
verb
|
|
karıştırmak
|
concern
verb
|
|
ait olmak,
ilgilendirmek,
ilişkisi olmak,
etkilemek,
kaygılandırmak
|
concern oneself
verb
|
|
meşgul olmak,
bakmak,
ilgilenmek
|
interfuse
verb
|
|
karıştırmak
|
interlace
verb
|
|
karıştırmak,
birbirine geçirmek,
geçmek
|
intermeddle
verb
|
|
burnunu sokmak
|
slip in
verb
|
|
kayıp içine düşmek,
içeri kaymak,
kaydırmak,
sürmek,
bahsetmek
|
strike in
verb
|
|
başlamak,
girmek,
saplamak,
lafa karışmak
|
jumble together
verb
|
|
karıştırmak,
karmakarışık etmek
|
jumble up
verb
|
|
karıştırmak,
karmakarışık etmek
|
meld
verb
|
|
birleşmek,
karıştırmak
|
merge
verb
|
|
birleşmek,
kaynaşmak
|
mingle
verb
|
|
karıştırmak,
katılmak,
katmak
|
pick at
verb
|
|
mızmızlanarak yemek,
zorla yemek,
burnunu sokmak,
kusur bulmak
|
pick over
verb
|
|
ayıklamak,
ince eleyip sık dokumak,
burnunu sokmak
|
whirl
verb
|
|
dönmek,
fırıl fırıl dönmek,
fıldır fıldır dönmek,
döndürmek,
sarmak
|
step in
verb
|
|
girmek,
içeri girmek,
içeriye girmek,
müdahale etmek,
el atmak
|
intervene
verb
|
|
araya girmek,
geçmek,
arada olmak,
aracılık etmek,
nüfuzunu kullanmak
|
take up
verb
|
|
almak,
kaldırmak,
kısaltmak,
tutmak,
tamamlamak
|
tamper
verb
|
|
kurcalamak,
rüşvetle kandırmak
|
thicken
verb
|
|
kalınlaştırmak,
koyulaştırmak,
kalınlaşmak,
sıklaştırmak,
yoğunlaştırmak
|
thrust one's nose in
verb
|
|
karışmak
|
thrust oneself in
verb
|
|
burnunu sokmak
|
welter
verb
|
|
yuvarlanmak,
bulaşmak,
yüzükoyun yatmak,
yüzüstü yatmak,
içinde yuvarlanmak
|
cut into
phrase
|
|
dalmak
|
have one's hand in
phrase
|
|
parmağı olmak,
bulaşmak
|
poke one's nose into
phrase
|
|
burnunu sokmak
|
put one's nose into
phrase
|
|
burnunu sokmak
|
thrust one's nose into
phrase
|
|
burnunu sokmak
|
put one's oar in
phrase
|
|
burnunu sokmak,
maydanoz olmak
|
See Also in Turkish
kafası karışmak
verb
|
|
be confused,
be mixed up,
get mixed up,
puzzle
|
birbirine karışmak
verb
|
|
intermingle,
intermix
|
kayıplara karışmak
phrase, verb
|
|
disorient,
vanish,
dissolve into thin air
|
kavgaya karışmak
verb
|
|
interfere,
row
|
tarihe karışmak
verb
|
|
tangle,
vanish
|
eriyip karışmak
verb
|
|
melt,
melt into
|
lafa karışmak
verb
|
|
mingling,
barge in,
break in,
break into,
strike in
|
söze karışmak
verb
|
|
interfere,
chip in,
chime in,
chop in,
interfere in
|
Similar Words
|
|
|
|
|