|
English Translation |
|
More meanings for uyarmak
warn
verb
|
|
haber vermek,
ikaz etmek,
ihtar etmek,
öğütlemek,
tembih etmek
|
alert
verb
|
|
alârma geçirmek,
gözünü açmak
|
stimulate
verb
|
|
canlandırmak,
teşvik etmek,
tahrik etmek,
gayrete getirmek,
sinirlendirmek
|
induce
verb
|
|
indüklemek,
sebep olmak,
ikna etmek,
teşvik etmek,
kandırmak
|
caution
verb
|
|
ihtar etmek,
tembih etmek,
dikkatini çekmek
|
forewarn
verb
|
|
ikaz etmek
|
give warning
verb
|
|
ihtar etmek,
feshini ihbar etmek
|
advise
verb
|
|
bildirmek,
tavsiye etmek,
öğütlemek,
öğüt vermek,
akıl vermek
|
awake
verb
|
|
uyandırmak,
uyanmak,
farkına varmak,
gözünü açmak,
uykudan kalkmak
|
give notice
verb
|
|
önceden haber vermek,
izin vermek,
izne çıkarmak
|
tip
verb
|
|
bahşiş vermek,
eğilmek,
uç takmak,
ucuna bir şey takmak,
tiyo vermek
|
lecture
verb
|
|
ders vermek,
ders anlatmak,
konferans vermek,
öğütler vermek,
azarlamak
|
tip the wink
verb
|
|
gizlice uyarmak,
tiyo vermek
|
excite
verb
|
|
heyecanlandırmak,
tahrik etmek,
uyandırmak,
heyecan uyandırmak,
kışkırtmak
|
sex up
verb
|
|
müstehcen sahneler koymak,
cinsel olarak uyarmak
|
admonish
verb
|
|
ihtar etmek,
tembih etmek,
azarlamak
|
advise against
verb
|
|
uyarmak
|
advise of
verb
|
|
uyarmak
|
charge
verb
|
|
şarj etmek,
doldurmak,
yüklemek,
suçlamak,
saldırmak
|
exhort
verb
|
|
yüreklendirmek,
öğüt vermek,
cesaret vermek,
tavsiye etmek,
tembih etmek
|
expostulate
verb
|
|
eleştirmek,
sitem etmek,
itiraz etmek,
öğüt vermek
|
give notice of
verb
|
|
haber vermek
|
serve notice
verb
|
|
ihtar etmek,
bildirmek
|
remonstrate
verb
|
|
itiraz etmek,
protesto etmek,
kınamak,
sitem etmek,
güçlü kanıtları olmak
|
tip off
verb
|
|
sır vermek,
tiyo vermek
|
awake to
verb
|
|
görmesini sağlamak,
farkına varmak
|
See Also in Turkish
Similar Words
sır vermek
verb
|
|
give a secret,
confide,
tell a secret,
tip off
|
bildirmek
verb
|
|
report,
notice,
notify,
inform,
declare
|
haber vermek
phrase, verb
|
|
give notice,
let know,
advise,
warn,
inform
|
|
|
|
|
|