|
English Translation |
|
More meanings for coşturmak
ecstasize
verb
|
|
hayran bırakmak,
kendinden geçirmek
|
enthuse
verb
|
|
azmettirmek,
gayrete gelmek,
hayran bırakmak,
coşmak,
hayran kalmak
|
warm up
verb
|
|
heyecanlandırmak,
kızıştırmak,
kışkırtmak,
ısınmak,
kızışmak
|
exhilarate
verb
|
|
canlandırmak,
neşelendirmek
|
inflame
verb
|
|
tutuşmak,
kışkırtmak,
iltihaplanmak,
alevlendirmek,
kızdırmak
|
carry away
verb
|
|
götürmek,
taşımak,
alıp götürmek,
ayartmak,
heyecanlandırmak
|
elate
verb
|
|
neşelendirmek,
sevindirmek,
gururlandırmak
|
flush
verb
|
|
uçmak,
sifonu çekmek,
yüzü kızartmak,
heyecanlandırmak,
yüzü kızarmak
|
key up
verb
|
|
heyecanlandırmak,
canlandırmak,
perdesini yükseltmek
|
root for
verb
|
|
desteklemek,
tezahürat yapmak,
gaz vermek,
heveslendirmek,
yüreklendirmek
|
send
verb
|
|
göndermek,
yollamak,
atmak,
sokmak,
sevketmek
|
steam up
verb
|
|
buğu yapmak,
buğulamak,
buhar yapmak,
kızdırmak,
öfkelendirmek
|
sweep away
verb
|
|
süpürüp atmak,
heyecanlandırmak,
ortadan kaldırmak
|
sweep off
verb
|
|
süpürüp atmak,
heyecanlandırmak,
ayırmak,
almak
|
transport
verb
|
|
taşımak,
nakletmek,
sürmek,
heyecanlandırmak,
başını döndürmek
|
whoop it up
verb
|
|
gürültülü kutlama,
çılgınca eğlenmek
|
lend wings to
phrase
|
|
güven vermek,
teşvik etmek
|
Similar Words
|
|
|
|
|