|
English Translation |
|
More meanings for kürsü
chair
noun
|
|
sandalye,
koltuk,
makam,
iskemle,
elektrikli sandalye
|
lectern
noun
|
|
rahle
|
rostrum
noun
|
|
söylev kürsüsü,
gaga,
gaga şeklinde çıkıntı,
kadırganın kıvrık ucu
|
stand
noun
|
|
duruş,
sehpa,
ayak,
yer,
ayaklık
|
bench
noun
|
|
bank,
sıra,
tezgâh,
yargıçlık,
hakim kürsüsü
|
pulpit
noun
|
|
minber,
pruva korkuluğu,
iletişim aracı,
yelkenli kenar parmaklığı,
kontrol noktası
|
desk
noun
|
|
çalışma masası,
resepsiyon,
yazı masası,
kasa,
sıra
|
dais
noun
|
|
podyum,
çardak,
gölgelik
|
tribune
noun
|
|
tribün,
platform,
halkın koruyucusu lider,
yüksek rütbeli subay,
piskopos tahtı
|
professorship
noun
|
|
profesörlük
|
green table
noun
|
|
kürsü
|
professorial chair
noun
|
|
kürsü
|
|
|
|
|
|
|