|
English Translation |
|
More meanings for kaytarmak
dodge
verb
|
|
atlatmak,
kaçamak yapmak,
yana kaçmak,
kaçınmak,
kenara sıçramak
|
skip
verb
|
|
atlamak,
kaçmak,
atlatmak,
asmak,
kırmak
|
shirk
verb
|
|
kaçınmak,
yan çizmek
|
duck
verb
|
|
dalmak,
daldırıp çıkarmak,
eğilmek,
sinmek,
başını eğerek savuşturmak
|
evade
verb
|
|
kaçınmak,
kurtulmak,
savuşturmak,
kaçamak cevap vermek,
kaçamak yapmak
|
loaf
verb
|
|
aylaklık etmek,
başıboş dolaşmak
|
loaf about
verb
|
|
aylaklık etmek,
başıboş dolaşmak
|
loaf around
verb
|
|
aylaklık etmek,
başıboş dolaşmak
|
scrimshank
verb
|
|
yan çizmek
|
shuffle
verb
|
|
karıştırmak,
ayaklarını sürümek,
ayak diremek,
kâğıtları karmak,
sürtünerek gitmek
|
skive
verb
|
|
ince ince yarmak,
yontmak,
traşlamak
|
skive off
verb
|
|
asmak,
arazi olmak,
toz olmak
|
skulk
verb
|
|
gizlenmek,
kötü niyetle gizlenmek,
fırsat kollamak,
sinsice dolaşmak,
yan çizmek
|
sneak out of
verb
|
|
yan çizmek,
sıvışmak
|
swing the lead
verb
|
|
kaytarmak
|
Similar Words
zaman öldürmek
verb
|
|
killing time,
dally,
dally away,
idle about
|
veda etmek
verb
|
|
to say goodbye,
bid a person adieu,
make one's adieus,
bid farewell,
make one's farewells
|
tembellik etmek
verb
|
|
lazy,
laze around,
laze,
slug,
be lazy
|
|
|
|
|
|