|
English Translation |
|
More meanings for uğramak
undergo
verb
|
|
geçirmek,
katlanmak,
çekmek,
başına gelmek
|
call at
verb
|
|
ziyaret etmek,
hastayı yoklamak
|
visit
verb
|
|
ziyaret etmek,
gezmek,
ziyarete gitmek,
misafir olmak,
teftiş etmek
|
call on
verb
|
|
ziyaret etmek,
önünde söylemek,
başvurmak,
istemek
|
call upon
verb
|
|
ziyaret etmek,
önünde söylemek,
başvurmak,
istemek
|
come by
verb
|
|
edinmek,
kazanmak,
ziyaret etmek
|
drop in
verb
|
|
bırakmak,
damlamak
|
drop in on
verb
|
|
uğramak
|
put in an appearance
verb
|
|
katılmak,
yeralmak,
görünmek
|
experience
verb
|
|
yaşamak,
denemek,
tecrübe etmek,
başından geçmek,
başına gelmek
|
fall into
verb
|
|
edinmek,
maruz kalmak,
bölünmek,
dökülmek,
akmak
|
meet
verb
|
|
karşılamak,
tanışmak,
görüşmek,
buluşmak,
yerine getirmek
|
receive
verb
|
|
almak,
karşılamak,
kabul etmek,
teslim almak,
ağırlamak
|
come over
verb
|
|
olmak,
başına gelmek,
üzerine çökmek,
uzaktan gelmek,
yön değiştirmek
|
come round
verb
|
|
ziyaret etmek,
tekrarlanmak,
yıldönümü gelmek,
ayılmak
|
drop around
verb
|
|
damlamak
|
incur
verb
|
|
girmek,
yaratmak,
maruz kalmak,
yakalanmak,
tutulmak
|
look up
verb
|
|
yukarıya bakmak,
üstün görmek,
saygı duymak,
düzelmek,
sözlükte aramak
|
run against
verb
|
|
çatmak,
rastlamak,
çarpmak,
zıt düşmek
|
run in
verb
|
|
içeriye koşmak,
içeri akmak,
katmak,
eklemek,
yakalayıp hapse atmak
|
stop in
verb
|
|
uğramak
|
sustain
verb
|
|
sürdürmek,
devam ettirmek,
desteklemek,
çekmek,
taşımak
|
stop by
verb
|
|
ziyaret etmek
|
touch at
verb
|
|
uğramak
|
See Also in Turkish
hayal kırıklığına uğramak
verb
|
|
to be disappointed,
be disappointed
|
değişime uğramak
verb
|
|
change,
vary
|
aşınmaya uğramak
verb
|
|
to wear out,
degrade
|
sekteye uğramak
verb
|
|
go through the field,
come to a standstill,
come to a full stop
|
bozguna uğramak
verb
|
|
corrupt,
be routed,
come a cropper,
go smash,
smash up
|
zarara uğramak
verb
|
|
pass,
incur losses
|
dumura uğramak
verb
|
|
pass,
atrophy
|
tekrar uğramak
verb
|
|
return,
call back
|
kayba uğramak
verb
|
|
cross the line,
incur losses
|
sık uğramak
verb
|
|
frequent,
haunt
|
|
|
|
|
|