|
English Translation |
|
More meanings for iki yüzlü
hypocrite
noun
|
|
iki yüzlü
|
hypocritical
adjective
|
|
iki yüzlü
|
smoothie
noun
|
|
güler yüzlü kimse,
yüze gülen kimse
|
double
adjective
|
|
çift,
duble,
çifte,
iki kat,
ikili
|
disingenuous
adjective
|
|
samimi olmayan
|
false
adjective
|
|
yanlış,
sahte,
hatalı,
uydurma,
takma
|
ambidexter
noun
|
|
iki elini de kullanabilen kimse
|
insincere
adjective
|
|
samimiyetsiz,
samimi olmayan,
sadakâtsiz
|
Pharisaical
adjective
|
|
farisilere ait
|
counterfeiter
noun
|
|
kalpazan,
sahteci,
sahtekâr
|
simulator
noun
|
|
simülatör,
numaracı,
yalancı,
yalandan hasta
|
Pharisee
noun
|
|
farisi,
sahte sofu,
riyakâr
|
shammer
noun
|
|
sahtekâr,
düzenbaz,
numaracı,
yapmacık tavırlı,
riyakâr kimse
|
dissembler
noun
|
|
duygularını gizleyen kimse,
içten pazarlıklı kimse
|
slimy
adjective
|
|
sümüksü,
iğrenç,
sümüklü,
pis,
çamurlu
|
ambidextrous
adjective
|
|
çok yönlü,
iki elini de kullanabilen,
elinden her iş gelen
|
bilateral
adjective
|
|
iki taraflı,
iki kenarlı
|
Pharisaic
adjective
|
|
farisilere ait
|
double-tongued
adjective
|
|
çatal dilli,
sahtekâr,
hilekâr
|
two-sided
adjective
|
|
çatal
|
double-minded
adjective
|
|
kararsız,
tutarsız,
samimiyetsiz
|
two-faced
adjective
|
|
iki yüzlü
|
double-dealing
adjective
|
|
aldatıcı,
sahte
|
smooth-faced
adjective
|
|
sakalsız,
cildi pürüzsüz,
güler yüzlü,
yüze gülücü
|
smooth-tongued
adjective
|
|
tatlı dilli,
nabza göre şerbet veren
|
double-dealer
noun
|
|
dolandırıcı
|
left-handed
adjective
|
|
solak,
solaklara özel,
sol elle yapılan,
soldaki,
lastikli
|
soft-spoken
adjective
|
|
yumuşak sesli,
tatlı dilli
|
double-faced
adjective
|
|
çift taraflı
|
See Also in Turkish
|
|
|
|
|