|
English Translation |
|
More meanings for biriktirmek
put away
verb
|
|
bir kenara bırakmak,
kenara koymak,
kaldırmak,
bırakmak,
akıl hastanesine kapatmak
|
save
verb
|
|
kurtarmak,
korumak,
tasarruf etmek,
kayda geçirmek,
artırmak
|
accumulate
verb
|
|
toplamak,
birikmek,
yığmak,
toplanmak
|
amass
verb
|
|
toplamak,
yığmak
|
gather
verb
|
|
toplamak,
toplanmak,
bir araya getirmek,
kazanmak,
toparlanmak
|
keep back
verb
|
|
gizlemek,
tutmak,
saklamak,
söylememek,
geciktirmek
|
lay aside
verb
|
|
bir kenara koymak,
kenara koymak,
ertelemek,
rafa kaldırmak
|
lay by
verb
|
|
kenara koymak,
ertelemek,
rafa kaldırmak
|
collect
verb
|
|
toplamak,
toplanmak,
almak,
derlemek,
toparlamak
|
put aside
verb
|
|
bir kenara bırakmak,
askıya almak,
kenara koymak,
kaldırmak
|
put by
verb
|
|
kaldırmak,
kenara koymak,
bir kenarda tutmak,
saklamak
|
roll up
verb
|
|
harekete geçmek,
yanaşmak,
araba ile gelmek,
gelmek,
çıkagelmek
|
salt
verb
|
|
tuzlamak,
tuzlayarak saklamak,
salamura yapmak
|
set apart
verb
|
|
ayırmak,
kenara koymak,
ayrı tutmak
|
set by
verb
|
|
ilerisi için saklamak,
hazırlamak,
değer biçmek
|
set aside
verb
|
|
bir kenara koymak,
kaldırmak,
kenara koymak,
bir tarafa atmak,
kararı iptal etmek
|
treasure up
verb
|
|
toplamak
|
See Also in Turkish
|
|
|
|
|