|
English Translation |
|
More meanings for canlandırmak
revive
verb
|
|
yeniden canlandırmak,
diriltmek,
canlanmak,
hayata döndürmek,
uyandırmak
|
stimulate
verb
|
|
uyarmak,
teşvik etmek,
tahrik etmek,
gayrete getirmek,
sinirlendirmek
|
spirit up
verb
|
|
neşelendirmek,
cesaretlendirmek
|
characterize
verb
|
|
tanımlamak,
nitelendirmek,
karakterize etmek,
simgelemek,
farklı olmasını sağlamak
|
liven up
verb
|
|
neşelendirmek,
canlanmak,
neşelenmek
|
inspire
verb
|
|
ilham vermek,
aşılamak,
esinlemek,
uyandırmak,
yaymak
|
exhilarate
verb
|
|
neşelendirmek,
coşturmak
|
brace
verb
|
|
güçlendirmek,
desteklemek,
bağlamak,
neşelendirmek,
zindeleştirmek
|
enliven
verb
|
|
ihya etmek,
neşelendirmek
|
uplift
verb
|
|
yüceltmek,
yukarı kaldırmak,
yukarı dikmek,
yükseltmek,
kalkındırmak
|
refresh
verb
|
|
tazelemek,
serinletmek,
ferahlatmak,
açılmak,
hayat vermek
|
personify
verb
|
|
temsil etmek,
kişileştirmek,
karakterize etmek,
canlı örneği olmak
|
personalize
verb
|
|
kişileştirmek,
kişilik vermek,
özel kullanıma ayırmak
|
personate
verb
|
|
kişileştirmek,
karakterize etmek,
rolünü oynamak,
tavrı takınmak,
kendini başka türlü göstermek
|
perform
verb
|
|
yapmak,
uygulamak,
yerine getirmek,
oynamak
|
play the role of
verb
|
|
canlandırmak
|
animate
verb
|
|
hareketlendirmek,
diriltmek,
anime etmek,
neşelendirmek
|
impersonate
verb
|
|
taklit etmek,
kişileştirmek
|
bring to life
verb
|
|
hayat vermek,
diriltmek,
ihya etmek
|
quicken
verb
|
|
hızlandırmak,
çabuklaştırmak,
hızlanmak,
hareketlendirmek,
hayata döndürmek
|
accelerate
verb
|
|
hızlandırmak,
hızlanmak,
çabuklaştırmak,
özendirmek,
gaza basmak
|
arouse
verb
|
|
uyandırmak,
harekete geçirmek,
kaldırmak
|
brisk
verb
|
|
canlandırmak
|
brisk up
verb
|
|
canlandırmak
|
drum up
verb
|
|
davul sesiyle çağırmak,
yapmaya çalışmak
|
enact
verb
|
|
sahnelemek,
çıkarmak,
oynamak,
yasallaştırmak
|
fortify
verb
|
|
kuvvetlendirmek,
desteklemek,
takviye etmek,
alkolle kuvvetlendirmek
|
freshen
verb
|
|
tazelemek,
serinlemek,
ferahlamak,
canlanmak,
zindeleşmek
|
furbish up
verb
|
|
parlatmak,
yenisi gibi yapmak
|
galvanize
verb
|
|
galvanizlemek,
galvanik akımla tedavi etmek,
elektrik çarpmış gibi olmak
|
ginger
verb
|
|
dürtmek,
kışkırtmak,
zencefil katmak,
teşvik etmek,
hızlandırmak
|
ginger up
verb
|
|
dürtmek,
teşvik etmek,
kışkırtmak,
hızlandırmak
|
hearten
verb
|
|
sevindirmek,
yüreklendirmek,
cesaretlendirmek,
neşelendirmek,
moral vermek
|
represent
verb
|
|
temsil etmek,
göstermek,
sunmak,
belirtmek,
simgelemek
|
key up
verb
|
|
heyecanlandırmak,
coşturmak,
perdesini yükseltmek
|
regenerate
verb
|
|
yenilenmek,
yeniden can vermek,
hayat vermek,
yeniden oluşmak,
düzeltmek
|
recreate
verb
|
|
tazelemek,
dinlendirmek,
eğlendirmek
|
rally
verb
|
|
toparlamak,
toparlanmak,
takılmak,
toplamak,
harekete geçirmek
|
rake up
verb
|
|
kurcalamak,
aydınlatmak,
gün ışığına çıkarmak,
geçmişi ortaya çıkarmak
|
pep up
verb
|
|
canlandırmak
|
liven
verb
|
|
neşelendirmek,
canlanmak,
neşelenmek
|
revitalize
verb
|
|
yeniden canlandırmak,
diriltmek,
kuvvet vermek,
teşvik etmek
|
jog
verb
|
|
dürtmek,
sallamak,
sarsmak,
itmek,
yavaş tempoda koşmak
|
jazz up
verb
|
|
hızlandırmak,
ruh katmak
|
jazz
verb
|
|
caz yapmak,
caz çalmak,
hızlandırmak,
cinsel ilişkiye girmek,
ilişkiye girmek
|
invigorate
verb
|
|
canlandırmak
|
interpret
verb
|
|
yorumlamak,
değerlendirmek,
çevirmek,
tercüme etmek,
oynamak
|
inspirit
verb
|
|
hayat vermek,
teşvik etmek,
neşelendirmek
|
innervate
verb
|
|
sinir sistemine bağlamak,
sinirlerini kuvvetlendirmek,
cesaretlendirmek
|
spirit
verb
|
|
cesaretlendirmek,
neşelendirmek,
heveslendirmek
|
give a fresh impetus to
verb
|
|
canlandırmak
|
revivify
verb
|
|
yeni bir hayat vermek,
diriltmek,
hayata döndürmek,
ihya etmek
|
rouse
verb
|
|
uyandırmak,
canlanmak,
uyanmak,
kızdırmak,
kışkırtmak
|
rouse up
verb
|
|
uyandırmak,
yatağından çıkarmak,
uyanmak,
canlanmak
|
smarten
verb
|
|
sağını solunu toplamak,
süslemek,
üstünü başını düzeltmek
|
smarten up
verb
|
|
üstünü başını düzeltmek,
sağını solunu toplamak,
toplamak,
süslenmek,
uykudan uyanmak
|
tone up
verb
|
|
güçlendirmek
|
touch up
verb
|
|
yenilemek,
düzeltme yapmak,
rötuş yapmak
|
vitalize
verb
|
|
hayat vermek,
diriltmek,
güç vermek
|
vivify
verb
|
|
neşelendirmek,
güçlendirmek,
hayat vermek
|
wake
verb
|
|
uyanmak,
uyandırmak,
canlanmak,
sabahlamak,
körüklemek
|
waken
verb
|
|
uyanmak,
uyandırmak,
anlamak,
görmek,
farkına varmak
|
portray
verb
|
|
tanımlamak,
oynamak,
portresini yapmak,
tasvir etmek
|
play
verb
|
|
oynamak,
çalmak,
oynaşmak,
tutmak
|
See Also in Turkish
|
|
|
|
|