|
English Translation |
|
More meanings for düşüş
drop
noun
|
|
damla,
düşme,
azalma,
iniş,
az miktar
|
decline
noun
|
|
azalma,
gerileme,
çöküş,
çökme,
batma
|
decrease
noun
|
|
azalma,
azaltma,
küçülme,
eksiltme,
eksilme
|
fall
noun
|
|
sonbahar,
düşme,
dökülme,
yıkılma,
çöküş
|
reduction
noun
|
|
azalma,
indirgeme,
küçültme,
indirim,
düşürme
|
falling
noun
|
|
düşüş
|
collapse
noun
|
|
çöküş,
çökme,
çöküntü,
yıkılma,
kolaps
|
downgrade
noun
|
|
iniş,
yokuş,
gerileme
|
recession
noun
|
|
durgunluk,
geri çekilme,
gerileme,
girinti
|
tumble
noun
|
|
takla,
düşme,
dönme,
perende,
karışıklık
|
ebb
noun
|
|
cezir,
deniz suyunun çekilmesi,
kötüye gidiş
|
cutback
noun
|
|
azaltma,
kesme,
eksiltme,
hikâyede geriye dönüş
|
sinking
noun
|
|
batma,
batış,
batırma,
dermansızlık,
halsizlik
|
comedown
noun
|
|
hayal kırıklığı,
gerileme
|
spill
noun
|
|
tıkaç,
düşürme,
üzerinden atma,
düşme,
tutuşturma kâğıdı
|
recessional
adjective
|
|
kapanış,
tatil,
ara,
durgunluk,
gerileme
|
ebb tide
noun
|
|
cezir hali,
denizin çekilmesi,
kötüye gitme
|
eclipse
noun
|
|
tutulma,
geçici karanlığa bürünme,
geçici başarısızlık
|
purler
noun
|
|
kötü düşme,
yıkıcı darbe,
devirici yumruk
|
scale-down
noun
|
|
düşme,
azalma
|
See Also in Turkish
Similar Words
damlacık
noun
|
|
droplet,
dew
|
kürecik
noun
|
|
globule,
spherule,
corpuscle
|
gözyaşı
noun, adjective
|
|
tears,
tear,
teardrop,
lachrymal,
waterworks
|
damlama
noun
|
|
drip,
dripping,
trickle,
guttation
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|