|
English Translation |
|
More meanings for tutturmak
attach
verb
|
|
eklemek,
takmak,
bağlamak,
iliştirmek,
bağlanmak
|
infix
verb
|
|
içine koymak,
takmak,
bağlamak,
kafasına sokmak,
telkin etmek
|
fasten
verb
|
|
bağlamak,
sabitlemek,
bağlanmak,
raptiyelemek,
kopçalamak
|
pin
verb
|
|
iğnelemek,
sıkıştırmak,
mecbur etmek,
dübel ile tutturmak,
yüklemek
|
seam together
verb
|
|
birbirine dikmek,
dikmek
|
clasp
verb
|
|
el ele tutuşmak,
bağlamak,
kopçalamak,
tokalamak,
kavramak
|
bind
verb
|
|
bağlamak,
ciltlemek,
tutmak,
engel olmak,
donmak
|
bond
verb
|
|
yapıştırmak,
bağlamak,
örmek,
antrepoya koymak
|
braid
verb
|
|
örmek,
bağlamak,
şeritle süslemek
|
clip
verb
|
|
kırpmak,
kesmek,
kısaltmak,
vurmak,
indirmek
|
hasp
verb
|
|
kopçalamak,
kilit köprüsü ile kilitlemek
|
latch
verb
|
|
mandallamak
|
rub in
verb
|
|
yedirmek,
ovarak sürmek,
tekrar tekrar söylemek,
ısrarla tekrarlamak
|
stereotype
verb
|
|
stereotipi basmak,
klişeleşmiş lâflar etmek
|
stick
verb
|
|
ayrılmamak,
yapışmak,
sadık kalmak,
delmek,
takılmak
|
stick together
verb
|
|
ayrılmamak,
birbirinden ayrılmamak,
birbirine destek olmak,
birleştirmek,
yapıştırmak
|
tack
verb
|
|
çakmak,
raptiyelemek,
teyellemek,
katmak,
eklemek
|
insist
verb
|
|
ısrar etmek,
dayatmak,
diretmek,
üzerinde durmak,
ayak diremek
|
tack together
verb
|
|
teyellemek
|
be hung up on
phrase
|
|
komplekse kapılmak,
kafayı takmak
|
See Also in Turkish
tahta çivi ile tutturmak
verb
|
|
nail,
dowel
|
çatal çivi ile tutturmak
verb
|
|
fasten with fork nails,
staple
|
dübel ile tutturmak
verb
|
|
anchoring,
pin
|
geçme ile tutturmak
verb
|
|
pinch,
scarf
|
vida ile tutturmak
verb
|
|
screw,
screw down
|
toka ile tutturmak
verb
|
|
buckle,
buckle on,
buckle up
|
halatla tutturmak
verb
|
|
rope,
guy
|
dikerek tutturmak
verb
|
|
stitch,
sew on
|
lehimle tutturmak
verb
|
|
solder
|
terane tutturmak
verb
|
|
tie,
chant
|
Similar Words
|
|
|
|
|