|
English Translation |
|
More meanings for değer
value
noun
|
|
önem,
kıymet,
gerçek anlam,
ton
|
worth
adjective
|
|
değerinde,
değerli şey,
bedel,
layık
|
price
noun
|
|
fiyat,
bedel,
paha,
para ödülü,
eder
|
amount
noun
|
|
miktar,
tutar,
toplam,
önem
|
rate
noun
|
|
Oran,
sınıf,
ücret,
kur,
derece
|
worthy
adjective
|
|
layık,
değerli,
yakışır,
önemli,
saygıdeğer
|
valuation
noun
|
|
değerleme,
değerlendirme,
değer biçme
|
worthwhile
adjective
|
|
zahmete değer,
zamana değer
|
merit
noun
|
|
erdem,
fazilet,
meziyet,
yararlık
|
worthy of
adjective
|
|
layık
|
currency
noun
|
|
para,
döviz,
geçerlilik,
dolaşım,
tedavül
|
worthiness
noun
|
|
lâyık olma
|
preciousness
noun
|
|
pahalılık,
aşırı incelik,
özentili anlatım
|
costliness
noun
|
|
pahalılık,
paha,
ihtişam,
lüks
|
dearness
noun
|
|
pahalılık,
sevgi
|
See Also in Turkish
değer kaybetmek
verb
|
|
losing it's value,
sag
|
görülmeye değer
|
|
it's worth to be seen
|
görmeye değer
adjective
|
|
worth seeing
|
dikkate değer
adjective
|
|
considerable,
remarkable,
notable,
noteworthy,
noticeable
|
değer biçmek
verb
|
|
estimate,
prize,
evaluate,
value,
appraise
|
değer katmak
verb
|
|
to add value,
enrich
|
değer kazanmak
verb
|
|
gain,
gain value,
appreciate
|
değer yargısı
noun
|
|
value judgment,
evaluation apprasial
|
değer vermek
noun, verb
|
|
value,
esteem,
appreciate,
dignify,
treasure
|
kayda değer
adjective
|
|
noteworthy,
remarkable,
significant,
respectable,
fair
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|