|
English Translation |
|
More meanings for takip
pursuit
noun
|
|
kovalama,
uğraşı,
iş,
araştırma,
meşguliyet
|
chase
noun
|
|
kovalama,
av,
iz sürme,
avlanma bölgesi,
oluk
|
chasing
noun
|
|
takip etme
|
tracing
noun
|
|
izleme,
kopya,
takip etme,
taslak,
kopya etme
|
prosecution
noun
|
|
kovuşturma,
dava,
sürdürme,
devam,
ilerletme
|
pursuance
noun
|
|
sürdürme,
uygulama,
yerine getirme,
yapma,
ifa
|
hunting
noun
|
|
avcılık,
avlanma,
arama
|
follow-up
noun
|
|
izleme,
faydalanma,
peşinden gitme,
takip etme,
tamamlayıcı tedavi
|
See Also in Turkish
beni takip et
|
|
follow me
|
takip etmek
phrase, verb
|
|
follow,
follow up,
track,
come after,
chase
|
takip etme
noun
|
|
following,
chasing,
tracing,
follow-up,
consecution
|
dava takip anlaşması
noun
|
|
litigation agreement,
retainer
|
modayı takip edenler
noun
|
|
followers of fashion,
the fashionables
|
radarla takip etmek
verb
|
|
radar,
lock on
|
aracılığıyla takip
|
|
follow through
|
kokuyu takip etmek
verb
|
|
follow smell,
cast
|
izini takip etmek
verb
|
|
follow the trail,
retrace
|
takip eden
adjective
|
|
following,
follow-up
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|
|