|
English Translation |
|
More meanings for hediye
gift
noun
|
|
armağan,
bağış,
yetenek,
hibe,
kabiliyet
|
present
noun
|
|
armağan,
şimdiki zaman,
şu an,
belge
|
giveaway
noun
|
|
eşantiyon,
ağzından kaçırma,
açığa vurma,
yarışma programı
|
favor
noun
|
|
iyilik,
iltimas,
yardım,
kayırma,
ayrıcalık
|
presentation
noun
|
|
tanıtım,
sunuş,
sunma,
gösterim,
takdim
|
bounty
noun
|
|
cömertlik,
prim,
armağan,
bağış,
ikramiye
|
gratuity
noun
|
|
armağan,
ikramiye
|
souvenir shop
noun
|
|
hediyelik eşya mağazası
|
donative
adjective
|
|
bağış,
bağışa ait,
yardım
|
favour
noun
|
|
iyilik,
iltimas,
yardım,
kayırma,
ayrıcalık
|
See Also in Turkish
küçük hediye
|
|
small gift
|
hediye almak
verb
|
|
buy a gift,
accept a gift
|
hediye etmek
verb
|
|
gift,
give as a gift,
make a present of,
give,
present with
|
barış amaçlı hediye
noun
|
|
peace offering
|
masraflı hediye
phrase
|
|
white elephant
|
hediye yağmuru
noun
|
|
gift rain,
shower
|
hediye sepeti
|
|
gift basket
|
hediye sunmak
verb
|
|
present a gift,
present with
|
büyük hediye
noun
|
|
great gift,
largess,
largesse
|
hediye çeki
noun
|
|
gift check,
token
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|