|
English Translation |
|
More meanings for parlatmak
polish
verb
|
|
cilalamak,
perdahlamak,
boyamak,
terbiye etmek,
düzeltmek
|
shine
verb
|
|
parlamak,
sivrilmek,
ışıldamak,
ışık saçmak,
parıldamak
|
brighten
verb
|
|
aydınlatmak,
aydınlanmak,
neşelendirmek,
canlanmak,
aklamak
|
lighten
verb
|
|
hafifletmek,
aydınlatmak,
rengini açmak,
açmak,
aydınlanmak
|
clean
verb
|
|
temizlemek,
boşaltmak,
arındırmak,
arıtmak
|
give a polish
verb
|
|
cilalamak
|
blazon
verb
|
|
uygun bir dille söylemek,
arma çizmek
|
burnish
verb
|
|
cilalamak,
cilâlı olmak
|
furbish
verb
|
|
silmek,
cilalamak,
pırıl pırıl yapmak
|
furbish up
verb
|
|
canlandırmak,
yenisi gibi yapmak
|
gloss
verb
|
|
yorumlamak,
örtbas etmek,
cilalamak,
dipnot düşmek,
açıklama yapmak
|
luster
verb
|
|
ışıtmak,
cilalamak
|
rub up
verb
|
|
silerek parlatmak,
tozunu almak,
tazelemek,
ovarak yedirmek
|
satin
verb
|
|
pürüzsüzleştirmek,
perdahlamak
|
sleek
verb
|
|
düzlemek,
pürüzsüzleştirmek,
perdahlamak
|
glaze
verb
|
|
perdahlamak,
sırlamak,
cam takmak,
jöle ile kaplamak,
sırlanmak
|
See Also in Turkish
Nearby Translations
|
|
|
|
|
|