|
English Translation |
|
More meanings for titiz
rigorous
adjective
|
|
sıkı,
kesin,
sert,
dikkatli,
şiddetli
|
meticulous
adjective
|
|
kılı kırk yaran,
çok dikkatli
|
careful
adjective
|
|
dikkatli,
özenli,
itinalı,
tedbirli,
ölçülü
|
exacting
adjective
|
|
zor beğenen,
zahmetli,
zor,
sert,
detaylı
|
fastidious
adjective
|
|
müşkülpesent,
zor beğenen
|
particular
adjective
|
|
özel,
belirli,
belli,
özgü,
ayrıntılı
|
finicky
adjective
|
|
kılı kırk yaran,
zor beğenen
|
demanding
adjective
|
|
zahmetli,
emek isteyen,
çok şey isteyen,
müşkülpesent
|
choosy
adjective
|
|
zor beğenen,
müşkülpesent,
kılı kırk yaran
|
scrupulous
adjective
|
|
vicdanlı,
dikkatli,
özenli,
adil,
evhamlı
|
fussy
adjective
|
|
telaşlı,
mızmız,
detaycı,
zor beğenen,
yaygaracı
|
picky
adjective
|
|
seçici,
mızmız,
müşkülpesent,
ince eleyip sık dokuyan,
zor beğenir
|
exact
adjective
|
|
tam,
kesin,
doğru,
gerçek,
kati
|
critical
adjective
|
|
kritik,
ciddi,
hassas,
eleştirici
|
exigent
adjective
|
|
acil,
zorlayıcı,
müşkülpesent
|
squeamish
adjective
|
|
alıngan,
hassas,
zor beğenir,
midesi hemen bulanan
|
jealous
adjective
|
|
kıskanç,
düşkün,
güvensiz,
özenli
|
peevish
adjective
|
|
hırçın,
huysuz,
lanet,
aksi
|
jealous of
adjective
|
|
düşkün,
üzerine titreyen
|
niggling
adjective
|
|
detaycı
|
pernickety
adjective
|
|
mızmız,
özen gerektiren
|
finical
adjective
|
|
kılı kırk yaran,
zor beğenen
|
difficult
adjective
|
|
zor,
güç,
çetin,
geçimsiz,
inatçı
|
finicking
adjective
|
|
kılı kırk yaran,
zor beğenen
|
hypercritical
adjective
|
|
detaycı,
aşırı eleştirici
|
dainty
adjective
|
|
zarif,
lezzetli,
ince,
nefis,
nazik
|
cleanly
adjective
|
|
pak
|
touchy
adjective
|
|
hassas,
alıngan,
etkileyici,
nazik,
çabuk küsen
|
niminy-piminy
adjective
|
|
aşırı resmi,
çıtkırıldım
|
See Also in Turkish
aşırı titiz tip
noun
|
|
old maid,
splenetic
|
aşırı titiz
adjective
|
|
prissy,
punctilious,
splenetic,
queasy,
prim and proper
|
titiz kimse
noun
|
|
stickler
|
titiz ve telâşlı tip
noun
|
|
rigorous and frightening type,
old maid
|
titiz davranmak
phrase, verb
|
|
be rigorous,
stickle,
split hairs
|
titiz olmak
verb
|
|
be meticulous,
be particular about
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|