|
English Translation |
|
More meanings for gezmek
visit
verb
|
|
ziyaret etmek,
ziyarete gitmek,
misafir olmak,
teftiş etmek,
çektirmek
|
travel
verb
|
|
seyahat etmek,
yolculuk etmek,
dolaşmak,
yol almak,
işlemek
|
wander
verb
|
|
dolaşmak,
gezinmek,
uzaklaşmak,
sapmak,
yolunu şaşırmak
|
tour
verb
|
|
tur yapmak,
turneye çıkmak
|
walk
verb
|
|
yürümek,
dolaşmak,
yürütmek,
gezdirmek,
dolaştırmak
|
wander in
verb
|
|
içeriyi dolaşmak
|
jaunt
verb
|
|
gezmeye gitmek,
dolaşmak
|
hike
verb
|
|
yürümek,
dolaşmak,
gezinti yapmak,
yürüyüşe çıkmak,
yukarı çekmek
|
go about
verb
|
|
dolaşmak,
ele almak,
yaygın olmak,
salgın olmak
|
browse around
verb
|
|
dolaşmak
|
itinerate
verb
|
|
dolaşmak,
yolculuk etmek,
yol almak
|
get about
verb
|
|
seyahat etmek,
iyileşip ayağa kalkmak,
yayılmak,
gidip gelmek
|
knock about
verb
|
|
kaba davranmak,
sert davranmak,
hırpalamak,
dövmek,
çıkmak
|
knock around
verb
|
|
kaba davranmak,
sert davranmak,
hırpalamak,
dövmek,
çıkmak
|
perambulate
verb
|
|
dolaşmak,
ölçmek,
gezinmek
|
peregrinate
verb
|
|
seyahat etmek,
yolculuk etmek
|
promenade
verb
|
|
gezinmek,
gezdirmek
|
range
verb
|
|
bölgede yaşamak,
sıralı olmak,
sıra halinde olmak,
dolaşmak,
turlamak
|
rove
verb
|
|
göz gezdirmek,
gezinmek,
başıboş dolaşmak,
dolaşmak,
iplik bükmek
|
See Also in Turkish
bisikletle gezmek
verb
|
|
ride a bicycle,
bicycle
|
araba ile gezmek
verb
|
|
travel by car,
auto,
coach
|
arabayla gezmek
verb
|
|
drive,
ride
|
boş boş gezmek
verb
|
|
wander around,
saunter
|
devriye gezmek
verb
|
|
patrol,
be on one's beat
|
şehri gezmek
verb
|
|
traveling the city,
do a town
|
boşta gezmek
verb
|
|
idle,
slope around
|
atla gezmek
verb
|
|
hike,
hack
|
boş gezmek
verb
|
|
vacant,
idle about,
stooge around,
be unemployed
|
kol gezmek
verb
|
|
arm,
stalk
|
Nearby Translations
|
|
|
|
|